Tarımdaki sıkıntılar ve giderek daha da yoksullaşan çiftçilerin hali hepimizi rahatsız etmeye başladı. İşler SARAYDAN dan göründüğü gibi değil. Çiftçinin borcu 180 milyar TL'yi buldu.Bu borcu ödeme imkanı yok. Pandemi sürecinde çiftçi alın teri dökerek ekti, biçti ama ürünü tarlada kaldı. "Bir karış toprak boş kalmasın" diyen AKP Genel Başkanı, "Siz ekin ürününüz elde kalmaz" diyen Tarım Bakanı ortada yoktu. Çiftçiye verilen desteği 1 kuruş arttırmadılar. Oysa Tarım Kanununa göre çiftçinin 211 milyar alacağı var. Çiftçi bilerek, istenilerek tarımdan uzaklaştırıldı."Çiftçi üretmesin,dışarıda daha ucuz alabilirsiniz" dediler.
Devlet çiftçi ilişkisi koparıldı. Son 18 yılda 112 milyar dolarlık tarım ürünü ithalatı yaptık. Bu para çiftçimize verilebilirdi. Çiftçi ürettiğinden para kazanamaz hale geldi. Çiftçi borçlandırıldı.İthalat lobisi oluşturuldu. Çiftçilerin geliri 5 yıldır geriye gidiyor, gübre, ilaç ve mazot fiyatları korkunç boyutlara ulaştı. Maliyetler zorluk yaratıyor. Türkiye’de tarımsal desteklerin hem artan maliyetlerin karşısında az olması hem geciktirilerek verilmesi sürekli tartışılan bir konu. İlaç, gübre, mazot hepsi ithal. Artan maliyet, yeni ekimde sırtımızda çok büyük bir kambur ve bu maliyetler altında çiftçilerimiz çok eziliyor. Özellikle süt hayvancılığı çok büyük bir krize doğru gidiyor. Süt yeminde Kasım 2019'la bugün arasında ortalama yüzde 50 fiyat artışı oldu. Yonca, slaj vb. maliyetlerin artışına rağmen 2019 da inek sütü fiyatları 2 lira 40 kuruş iken şimdi 2 lira 80 kuruş. Bir litre sütün bugünkü maliyeti 3 lira 60 kuruş. 13 ayın ardından yapılan artıştan son-ra bile çiftçi eğer üretmeye devam ederse, litre başına 50 kuruş zarar etmeye devam edecek. Çiftçiler çok zor durumda bankalardan kaynak bulamayınca başka yollardan borçlanıyorlar. Bunları da ödeyemediği zaman mal varlığını satmaya başlıyor. Ya tarlasını, ya traktörünü ya da ineğini satmak mecburiyetinde kalıyor. Şu andaki durum da bu...
0 yorum :
Yorum Gönder